4 Ağustos 2015 Salı

Teşekkür ederim tanrım bu iki kızı yarattığın, bizi tanıştırdığın için.




"Çünkü gerçek sevgi, samanlıkta iğne aramak gibi."


Gerçek sevgi neydi? Bunu gerçekten uzun süre düşündüğümü itiraf etmeliyim. Sevilmediğim den, öyle hissettiğimden değil aslında, fakat bir şeyleri sorgulamak, irdelemek, üstünde kafa patlatmak benim huyum dur. Bazen yorar ama şikayetçi de olmam. Ve sevgi; kimilerine göre çok iyi anlaşmak, çok iyi vakit geçirmek olsa da, bana göre bunlardan çok daha anlamlı ve derin bir duygu. Günden güne azalan bir sevgi değil, günden güne çoğalan bir sevgi GERÇEK SEVGİ olmalı. Fakat saf sevgi den bahsediyorum. Saf, temiz ve masum sevgi. Bu bana göre tüm ilişki türlerinde böyle olmalı. Aşk, aile, arkadaşlık-dostluk....  Sevdiğim, gerçekten sevdiğim insanları hep temiz sevdim ben. Tek bir art niyet duygu kırıntısı girmedi kalbime. Ve sanırım ki, bu sevgi biçimim en güzel hediyesini sundu bana. Dokuz sene önce ergenliğimin başlarında, ilk gerçek hikaye'mi yazdığım bir site de, iki güzel kızla tanıştım. Üçümüz de hayatımızdaki çatışmalarla mücadele ederken, biraz olsun kaçtık gerçek dünyadan. Bir birimizle yeni bir dünya yarattık. Yazdığımız hikayelerin ruhuna büründük, umutlarımızı büyüttük. Sadece yazılarla anlaşan üç çocuktuk aslında. Çayı kaç şekerli içtiğimizi bilmeden, en sevdiğimiz yemeği bilmeden, sevindiğimizde, üzüldüğümüzde nasıl tepkiler veririz bilmeden... Tam olarak gerçek olmadan yani. Ama biz gerçek olmaya başlamıştık yavaş yavaş.
Daha sonra kavgalar, kırgınlıklar, öfkeler girdi aramıza. Fakat giremedi de. Mesafeleri de aşmıştık biz. İşte o dokuz yıl boyunca hiç bir öfkemiz bizi koparamamış. Çok kırdık bir birimizin kalbini, hırpaladık. Ama "yürek gerçek olmadığını hissederse, kırılmazmış hiç" derler ya, ne doğru bir sözdür.  Biz kalp kırarken, gerçekten kalp kırmamışız. Bu ne güzel bir şey aslında farkında mısınız? Öyle gerçek sevmişsiniz, öyle fesatlıktan uzak sevmişsiniz ki, karşınızdaki insan sevginizden, kavgalarınızda bile şüphe etmiyor. Ben onlardan hiç şüphe duymadım. Onlar benden hiç şüphe duymadı. Asıl en başta bunun için minettarım bu güzel iki insana. Arkadaşlığımdan, onlara olan sevgimden hep emin olmaları benim için öyle anlamlı ki... Bunu hangi atasözü, hangi özlü söz, hangi kelime açıklar, inanın bilmiyorum. 

"Ay gibi parlatan, Okyanus gibi derinlere daldıran"

Deniz ve Aysima'yı nasıl tasfirleyebilirim ki size? Şimdi denemeye çalışacağım:
Aysima hırçın ama tatlı, asi ama duygusal, durgun ama enerjisiyle insanı gülümseten, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir kız. Öyle dobradır ki, bazen söylediklerinden sonra üç saniye donakalırsınız. Beni çok g*t etmişliği vardır, sevgiler hahaha. İçi karmaşalı ama dışı çok düzdür. Nettir. Çok grileri yoktur hayatta. Zor bir insandır ama emin olun, sevdiğinde, istediğinde kalbini, içini öyle güzel gösterir ki. Bazen saçını başını yolmak isteyip, bir yandan severken öldürmek istediğim bir insandır. Maskulendir. Kendine ait bir tarzı olan şu hayran olunacak kişilerden yani. Bazen "havalı, tikican kızlara benziyorsun" desem bile o kızlardan öyle çok farklıdır ki,.. Zeki, gözü açık ama kesinlikle çok iyi bir insan. Böyle gelgitli bir insanla nasıl arkadaşsın demeyin. Onu benim gözümden, tanıyın, seversiniz. Öyle çok seviyorum ki, saçını başını yolarken, en içten sevgimle yine saçlarını okşarım.
Deniz ise kırılgan, naif, kalbi saflıklarla sarılmış. Bir insana ikinci, hatta üçüncü sansı verecek kadar fedakar, merhametli, güçlü... Evet. Deniz çok güçlüdür. Seçim yapma şansı olmadığı şeyler yaşayıp, bir çok şeyle mücadele etmesine rağmen her zaman güçlüydü o. Örnek aldığımdı. Gurur duyduğumdu. Kendinden hiç bir şey eksiltmedi yıllardır biliyor musunuz? İlk gün tanıdığım o güçlü kız, şuan sadece büyümüş, olgunlaşmış ama özünden hiç bir şey kaybetmemiş biri. Korkuları vardır ama onlara teslim olmaz. Neşelidir. Çoğu zaman onu neşeli görürsünüz. Ve tabii ki o hapharika gülüşüyle. Öyle güzel güler ki, sevmeseniz de seversiniz. İçten, gerçek. Deniz çok gerçektir. Olduğu gibi, hatalarıyla, başarısıyla...
Bu hayatımdaki iki değerli insan çok gerçek. Hata yaparlar, ders çıkarırlar, severler, kızarlar, özlerler ve tüm bu duyguları öyle salt, gerçek yaşarlar ki, tüm duygularına ortak olmak istersiniz. Ben olmak istedim, oldum. Zerre pişman değilim. Ne kavgalarımızdan, ne hatalarımızdan. Bu günkü arkadaşlığımızı oluşturan her kavgamıza teşekkür ederim.
Ve minettarım beni böyle gerçek, çok gerek sevdikleri için. Çünkü gerçek sevgi, samanlıkta iğne aramak gibi. Ve ben ne olurlarsa olsunlar, ne seçerlerse seçsinler hep yanlarında kalmak isterim. Benim çocukluğum, umudum, kitap arasında bile saklamaya kıyamadığım canım dostlarım... Bana kattıkları her şey için teşekkür ederim onlara. Böyle sevilesi varlıklar oldukları için, onları bulduğum için de Tanrı'ya teşekkür ederim. Biz şanslı insanlarız. Mükemmel hayatımız yok, mükemmel dostluğumuzda yok fakat çok gerçek bir sevgi, çok derin bir dostluğumuz var. Geri götürün şöhreti. Hiç bir şöhret, böyle sevilmenin heyecanını yaşatamaz bana. 


"O hikaye bitmesin"