Hani düşünüyorsun. "Son sınıfım be, var mı ötesi? Yarı üniversiteli sayılırım" diye, ama sonra "Aha yani; daha çok ders çalışmak, daha çok sınav, daha çok stres" diye de bir duruyorsun. Biz YGS üyeleri çok mağduruz be. Daha doğrusu inşallah öyle olmayacağız. Yalnız hala daha bir dershane bulamazsam, Yahşi Cazibe deki Simge, sırf benim için "Mağdurum da mağdurum" değil de "Mağdursun da mağdursun" falan diye bilir. Okullar kapandı kapanalı, S ve ben Antalya da biraz edebiyat çalıştık. O yani- ondan başka kitabın kapağını açmadım ve güzel sanatlar da okuyan ben çizim bile yapmadım. Bence biri tuvalet terliği ile ağzıma, ağzıma vurmalı. Nedir bende ki bu kaşınma arzusu, çözemiyorum.
Sırf üniversite yüzünden efkarlanıp rakı&balık+Ayvalık yapma isteği kabardı. Ki konu sanırım, benim görüntülü yanıtta "rakı balık mı yapsam, ne yapsam?" dememden ortaya çıkmış olabilir. Düşündükte biz oraya gidiyoruz. Köhne bir restuarant, müzik- damardan bir Müzzeyen Senar. Önümüzde rakımız, balığımız ve masanın kenarında test kitabı- Gözleri hemen bir küçük o, bir nokta ve büyük o yapın bence. Başka türlüsü olmaz.
Lise son olmak...
* Zamanında, daha dokuzuncu sınıfta "dipteyiim, sondayııım, liise sondayııım" diye gubidik şarkılar uydurulmasına yol açmış durum.
* Senelerdir parçası oldugunuz okulunuzun, yine parçası olup da- aslında parçası olmadığınızı anladığınız tuhaf bir durum
-Aha biz geçerken bir uğramıştık ama dört senedir sürdü.Yani geldik geleli, burdayız.-Bir daha bekleriz
-Yok artık bir dört sene de üniversite de misafir olacağız, kabul ederlerse.
-Yeni misafirlerimize ne demek istersiniz?
-Ha şu bizim zamanımızdan geçmeye hazırlanan veletlere? Ah, ah... az kırmadık bu kapıları o.O
* Kendini okulun sahibi gibi hissetmektir. "Hey sen! hadi koş bana kantinden bir kaşarlı kap, gel" demek gibidir.
* Okuldaki herkesin sizi tanımasıdır.
* "Elimizde büyüdün" söylemlerininı öznesi olmaktır biraz da.
* Çok çabuk geçeceğini, nihayet sona ereceğini bilerek- ama hep özleyeceğinin farkında "yeter artık bitse de kurtulsak" deme rahatlığıdır.
* En zor ve sinir bozucu kısmı YGS'ye çalışmaktır.
* "Doğru dürüst bir ortalama getireyim, de yüksek puanla istediğim okula gireyim" kaygısıdır.
* -Gerçekten bitse de kurtulsaktır-. ama hayat bir daha hiç kolay olmayacaktır sanki.
* ilk okula başladığın günden beri beklenen andır. Beklemek çok uzun sürer fakat, o yıl göz açıp kanıncaya kadar geçer. (Ben ilk okuldan mezun olup, 6.sınıf'a geçerken lise'ye geçmiş gibi bir havam vardı, hey gidi günler)
Kıssadan hisse:
1. Okulda karizma tavan yapar.
2. Canınız sıkılınca istediğiniz gibi bunalım yaparsınız kimse üstünüze gelmez.
3. Evde iş yapmaktan kurtulursunuz. (ders çalışmanız için)
4. Okulda olduğu gibi evde de kralsınızdır.
2. Canınız sıkılınca istediğiniz gibi bunalım yaparsınız kimse üstünüze gelmez.
3. Evde iş yapmaktan kurtulursunuz. (ders çalışmanız için)
4. Okulda olduğu gibi evde de kralsınızdır.
Lise son olmanın dezavantajları:
1. Sürekli ders çalışmanız beklenir.
2. Bilgisayardayken, sosyal paylaşım sitelerindeyken ya da dışarıda gezerken suçluluk duyarsınız.
3. Bir sene sonra nerede ne yapıyor olacağınızı bilmemek sizi gerer.
4. Arkadaşlarınızdan ayrılmak korkusuyla daha bi streslenirsiniz.
-Bence bu kadar çok maddeyi yaşarken zaten bizim sağlam kalmamız olanaksız. Bence son sınıfr sendromu yaşıyoruz. Bu pisikolojik "La ben ne olcam?" tarzı, kaygılı düşüncelerimiz ondan. Hayır, yani istersen okul birincisi, Türkiye birincisi ol, bu stresi yaşıyorsun sanırım.